Havuç

Demans,Kalp,Kanser,Baş ağrısı
Havuca ayrıcalık kazandıran birkaç özelliğini hemen belirteyim;
Unutkanlığınız mı başladı? Onun taze sıkılmış suyunu kür olarak
uyguladığınızda, unutkanlığınızın ortadan kalktığını aynı zamanda
algılama gücünüzdeki artışı gözlemleyebilirsiniz. Tüm bunların
yanında havuç kürü,
-Cinsel gücü artırıcı
-Erken bunama (demans)
-Alzheimer
-Kalp krizi
-Deri ve akciğer kanseri
-Kronik baş ağrısına
karşı da önleyicidir. Unutmayınız ki, sonradan kazanılmış hiçbir
hastalık çaresiz değildir. Sonradan kazanılmış olan hastalıkların
hemen hemen tamamı önlenebilir. Önlemek ve korunmak insanın kendi
elindedir.
Tavşanlar çok hızlı çoğalan hayvanlardır. Bu hayvanların çok hızlı
çoğalmalarının arkasındaki etken kendisiyle özdeşleşen bitkidir ve
bu da havuçtur. Havuç seks hormonlarını aktive eden bir sebzedir.
Tavşanın havucu severek tükettiğini hemen herkes bilir. Ancak,
havucun cinsel arzuyu tetikleyen özelliğinin olabileceğini düşünmek
kimsenin aklına gelmezdi.
Son birkaç yıldan bu yana yapılan araştırmalar havucun hem düşünme
gücünü artırdığını hem de iktidarsızlığa karşı  önleyici güç
olduğunu ortaya koymaya başlamıştır. Havuç, cinsel dürtüyü de
artırma özelliğine sahiptir.
Havuç kürünü aşağıda önerdiğim şekilde uygularsanız, cinsel
gücünüzdeki artışı kısa zamanda fark edersiniz.  Aynı zamanda
unutkanlığa karşı muhteşem bir silah oluşturmaktadır. Unutkanlık
şikâyetiniz var ise, taze sıkılmış havuç suyu kürü bu anlamda çok
iyi bir yardımcıdır.

Havucun içerdiği falcarinol etkin maddesinin iki önemli etkisi
vardır. Tıp dili ile söylemek gerekirse, falcarinol maddesi
anti-neoplastik özelliği olan etkin bir maddedir. Bu bakımdan havuç
kansere karşı önleyicidir. İkincisi ise bu etkin maddenin antitümör
etki göstermesidir.
Havucun bu özelliğinden istifade edebilmeniz için onun kürünü yapmak
gerekir. Yemeklerinizde veya salatanızda tercihli olarak
kullanacağınız havuç bir beslenme şeklidir. Eğer onun tedavi veya
önleyici gücünden faydalanmak istiyorsanız, mutlaka kürünü
uygulamanız gerekir. Havuç, özellikle deri ve akciğer kanserine
karşı mükemmel bir önleyicidir. Prostat, pankreas veya meme
kanserine karşı bu önleyici gücü yok denecek azdır. Bir bitkinin
kansere karşı önleyici gücünden bahsediliyor ise, mutlaka hangi
kanser türüne karşı etkili olduğu sorulmalı ve öğrenilmelidir.
Havucun  en çok neye yaradığını kime sorarsanız sorun, hemen gözlere
iyi geldiği cevabını alırsınız. Benim yapmış olduğum araştırmalara
göre gözlerimiz için havuçtan çok daha faydalı ve güçlü olan sebze
domatestir. Havuç bol miktarda A vitamini içerdiğinden dolayı gözler
için faydalıdır. Ancak burada bilmemiz gereken nokta A vitamininin
yağda çözünen bir vitamin olmasıdır. Havuç suyunu doğrudan içtiğimiz
taktirde içerdiği A vitamininden tam anlamıyla istifade edemeyiz.
İçerdiği A vitaminini büyük bir oranda vücudumuza kazandırmak
istiyorsak, bu taktirde bir bardak havuç suyunun içerisine iki-üç
damla sıvı yağ damlatmamız gerekir. Damlatılan bu sıvı yağ havucun
içerdiği A vitamininin çok daha büyük oranda vücudumuz tarafından
emilmesini sağlayacaktır. Avrupa’nın bazı şehirlerinde  taze meyve
suyu satan dükkânlarda havuç suyu sipariş ettiğiniz zaman, “birkaç
damla sıvı yağ damlatalım mı?”diye sorarlar.
HAVUÇ KÜRÜ :

Taze olarak tüketilmeli
Üç ay boyunca her gün, akşam yemeğinden iki saat sonra taze sıkılmış
bir bardak havuç suyu içilir. Üç ay tamamlandıktan sonra haftada en
fazla 2-3 defa yine akşam yemeklerinden iki saat sonra bir bardak
havuç suyu içmeyi alışkanlık haline getirmek gerekir. Havuç suyunu
içtikten sonra üzerine başka bir şey tüketmemeye özen
gösterilmelidir. Her gün akşam taze olarak hazırlanması ve fazla
bekletilmeden tüketilmesi gerekir.
Bu uygulama aynı zamanda akciğer, deri kanserine ve de kalp krizine
karşı da bir önleyicidir. Günün kürü ile havucun  bütün
özelliklerinden istifade ediyorsunuz demektir. Piyasada satılan
hazır havuç suları bu amaç için kullanıldığı taktirde başarı oranı
yüzde 70 oranında azalabilmektedir. Bu nedenle havuç suyunu kendiniz
mutfağınızda taze olarak hazırlarsanız çok daha başarılı sonuç
alırsınız.
BİLİYOR MUYDUNUZ?
Havuç kürü, insan vücudunda bulunan OGG1 (8-OxoGuanine DNA
Glycosylase) enzimini aktive etme özelliğine sahiptir. OGG1
enziminin aktivitesinin düşüklüğü, akciğer kanserinin oluşumunda
oldukça etkilidir. Akciğer kanserine yakalanmış hastalarda OGG1
enziminin aktivitesinin düşük olduğu gözlenmiştir. Yapılan klinik
deneyler OGG1 enziminin aktivitesinin düşük olması durumunda,
akciğer kanserine yakalanma riskinin on misli artış gösterdiğini
ortaya koymuştur. Taze sıkılmış havuç suyu kürü, OGG1 enziminin
aktivitesini yükselterek, bu kanser türüne karşı güçlü bir önleyici
özellik göstermektedir. Bu özellik aynı zamanda keçiboynuzu (harnup)
küründe de bulunmaktadır.
Mide yanmasına karşı etkili
Havuçta bulunan alpha-phellandrene, cinnamic acid maddeleri güçlü
bir laxative özelliğe sahip olduğundan, bağırsak sisteminin sağlıklı
çalışmasında oldukça etkilidir. Taze sıkılmış havuç suyu bununla da
kalmayıp, bağırsaklarda oluşan ve bağırsak kanserine yol açabilen
nitrozamini, nötralize edebilen zararsız hale dönüştüren
(antinitrosaminic) etkin maddelere sahiptir. Havuç suyunun önemli
bir özelliği yemek borusu ve mide yanmasına karşı olan gücüdür.
Eğer mevsiminden dolayı veya herhangi bir nedenle havuç
bulunamıyorsa, sadece ve sadece iki yudum olarak içilecek olan soğuk
sütün, yemek borusu ve mide yanmasına karşı nasıl etkili olduğunu
içtikten 3-4 dakika sonra hissedeceklerdir. [Havucun diğer
faydaları]

Alzheimer hastalığını iyileştirici gücü yaklaşık yüzde 30
oranındadır.

 

Havuç kürünü uygulayan hasta yakınları anlatıyor
Annemin rahatsızlığı durdu

N.D. İstanbul’da noterde çalışan bir memur. Annesinin yaklaşık 6
yıldır ileri dönem Alzheimer hastası olduğunu anlatıyor:

“Durumu giderek kötüye gidiyordu. Havuç kürünü uyguladık. Annemin
rahatsızlığı durdu. İlerlemiyor. Annemin kontrollerine gelen hekim,
Ne oldu?
Annenizin hastalığında ilerleme görmüyorum. Bu normal değil.
Annenize, pozitif enerjinizden mi verdiniz? dedi.”
N.D. hekime havuç kürü uyguladığından bahsedemediğini söylüyor.
“Biliyorum ki, söylersem hekim inanmayacak” diyor.
Babam eski yaşamına döndü
Ankaralı bir avukat. Babası B.Ç. Emekli Sandığından emekli ve 68
yaşında. “Tavla oynamak ikimiz içinde büyük bir keyifti” diye
anlatıyor: “Babam, tavla oynamayı yavaş yavaş sıkıcı bulmaya
başladı. Aradan belirli bir zaman geçtikten sonra da, tavla oynarken
belirgin hatalar yapmaya başlamıştı. Annem, babamın
unutkanlıklarının arttığını, örneğin markete gidip döndüğünde basit
bir toplama işleminde zorlandığını ve takıldığını anlatıyordu.
Doktora gittiğimizde konulan teşhis, başlangıç evresinde Alzheimer
idi. Bir arkadaşımdan havuç kürünü duyduğumda, Bu iş bu kadar basit
mi? diye düşündüm. Bir ay boyunca kürü uyguladık. Şimdi babamla
karşılıklı, büyük bir keyif alarak tavla oynayabiliyoruz. Annem,
babamın unutkanlıklarının büyük bir oranda ortadan kalktığını
söylüyor. Babam tekrar eski yaşamına döndü. Markete gidip geldiğinde
hesap bile yapmıyor. Dergi ve gazete okumaya başladı.” Telefon ile
görüştüğü Saraçoğlu, kendilerine, hekim kontrollerini ve önerileri
ile havuç kürünü ihmal etmemelerini tavsiye etmiş.
Artık eşimle el ele tutuşabiliyoruz.
Erol Üstünel, geçtiğimiz yıl sonlarında tanıştığı havuç kürü
tedavisi ile 8 yıldır Alzheimer hastalığı ile boğuşan eşinde önemli
ilerlemeler olduğunu söylüyor. Üstünel, “Ben kişisel merakımdan
dolayı doğal tedavi yöntemleriyle ilgileniyordum. Yaklaşık bir yıl
kadar önce ibrahim Saraçoğlu’nun doğal tedavi yöntemleri ile ilgili
bir kitabı elime geçti.
Bu kitapta havuç kürünün göz sağlığının yanı sıra prostat
tedavisinde kullanıldığı yazıyordu. Ayrıca, havucun içinde bulunan
maddelerin vücuttaki kaybolan hücrelerin yenilenmesine yardımcı
olduğu, bu nedenle Alzheimer hastalığının tedavisinde de
kullanılabileceği anlatılıyordu” diyor.
Bu yazıyı okuduktan sonra 8 yıldır Alzheimer ile mücadele eden
karısı için yeni bir umut ışığı doğduğuna inanan Üstünel, kürü
uygulamaya başlamış. Üstünel bundan sonrasını şöyle anlatıyor: “Eşim
81 yaşında ve 8 yıldır Alzheimer hastası. Doktorların uyguladığı
tedavi ile çok hızlı ilerleyen bu hastalık yavaşlatılmışı. Fakat ne
kadar yavaşlatılırsa yavaşlatılsın, artık hiçbir şeye cevap
veremeyen, tepki göstermeyen, bir kenarda sadece oturan bir beden
haline gelmişti. Hastalığın sonucu olarak idrarını bile tutamıyordu.
Havuç kürü tedavisini okuduktan sonra denemeye karar verdim. Bir ay
boyunca her gün bir bardak havuç suyu sıktım. İçine birkaç damla da
zeytin yağı damlatıp eşime içirdim. Bir ayın sonunda ilk değişimleri
görmeye başladım.” Üstünel, yaklaşık bir aylık kürün ardından eşinin
etrafındaki insanları tanımaya ve konuşamasa bile tepki göstermeye
başladığını belirtiyor ve ekliyor:
“Sonra Antalya’ya giderek İbrahim Saraçoğlu ile bir araya geldim ve
yaşanan gelişmeleri anlattım. Kendisi bana havuç kürü ile birlikte
vücudun yeni hücre üretimine başladığını ve kesildikten sonra da
tepki olarak bu üretimin devam ettiğini söyledi. Daha sonra üç ay
boyunca bu kürü uygulamaya devam ettim ve karımın hastalığındaki
gerileme, artık hemen herkesin fark edebileceği boyutlara ulaştı.
Doktorlar bile karımın yaşadığı bu ilerlemeye şaşıyorlar. Hala
konuşamıyor, fakat, benim söylediklerime tepki gösteriyor, hatta
cevaplamaya çalışıyor. El ele tutuşabiliyoruz. Her sabah çok daha
zinde uyanıyor ve artık idrarını tutabildiğini de görüyorum. Tuvalet
ihtiyacı hissettiğinde, bir şekilde bize anlatıyor ve tuvalete
götürüyorum. Bütün bu gelişmeler havuç kürü ile başladı.”

Dikkat: Buradaki bilgilerin herhangi bir hastalığı teşhis amacı
kesinlikle yoktur. Bir rahatsızlığınız var ise, mutlaka bir hekime
danışınız.