Damar Sağlığınız ve kemikleriniz

Yeni bir K vitamini formu olan K2 vitamini, kemik yapımı ile sağlamlığını sürdürmede önemli rol oynuyor.

Geçmişte K vitaminlerinin tek bir vitamin olduğu düşünülüyor ve K vitamini olarak adlandırılıyordu. Bugüne kadar yaygın kullanılan K1 vitamini ağırlıklı olarak kan pıhtılaşması için etki ediyordu.

İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tamer Erel, kullanımına yeni başlanan K2 vitamininin kemiklerde kalsiyum toplanmasına yardımcı olduğunu, atardamarlarda sertliğe yol açan kalsiyum birikmesini engellediğini söyledi.

Prof. Erel, “K2 Vitamini kemik yapımı ve sağlamlığının sürdürülmesinde ve arterlerde kalsiyum birikmesini önlemedeki rolü açısından önemli olan yeni bir K vitamini formudur” dedi. Kemiklerin daha sağlam olması için, kalsiyumun kemik yapısına bağlanmasından sorumlu protein osteokalsinin aktivasyonu açısından K2 vitaminine ihtiyaç olduğunu belirten Prof. Dr. Tamer Erel, yaşlanmanın doğal sonucu olarak kemik kaybının meydana geldiğine dikkat çekti.

Prof. Erel, “Kemiklerin sağlamlığı ve mineral yoğunluğu, iskeletin daha yoğun bir büyüme gösterdiği çocuklukta ve ergenlikte artırılabilir. Yirmili yaşların sonundan otuzlu yaşların ortasına kadar kemik kütlesinin zirvesine erişildikten sonra kemik mineral yoğunluğunda yaş ilerledikçe yavaş bir azalma olur. Bu nedenle, genç yaşlarda kazanılan kemik kütlesi ne kadar yüksekse genel olarak kemik kütlesi de o kadar uzun korunabilir. Çocukların kemik metabolizması erişkinlerden çok daha yüksektir, başka bir deyişle sağlıklı kemik dokusu yapılabilmesi için çocukların daha fazla K2 vitaminine ihtiyaçları vardır. Büyüyen çocuklarda K2 vitamini eksikliği çok önemlidir ve erişkinlikte bunun çok yönlü etkileri olabilir. Bu yönde yapılan araştırmalarda ergenlik çağı öncesi çocuklara verilen K2 vitaminin kemik yapılanmasında rol alan faktörler üzerinde olumlu değişiklikler yaptığı iddia edilmiştir” diye konuştu.

K2 vitamini eksikliği kalsiyumu nasıl etkiliyor? 

Prof. Erel, yeterli miktarda K2 vitamini alımının kalp damar sistemini olumlu yönde etkilediğini, K2 vitamininin, damar duvarlarında kalsiyum birikimini engelleyen Matrix Gla Proteinini (MGP) harekete geçirdiğini belirtti ve şöyle devam etti:

“Kalsiyum; çözünebilen faktörler, hücreler ve dokulardan oluşan koordine bir sistemle uzaklaştırılarak arterlerin sağlıklı ve esnek kalması sağlanmaktadır. Ancak, K2 vitamini noksanlığı, kalsiyumun damarlardan temizlenme sürecinin normal işlemesini büyük ölçüde aksatmaktadır. Bu nedenle, K2 vitamini noksanlığı, damarlarda kalsiyum birikimi riskini işaret etmektedir. Gerçekten de yapılan bilimsel çalışmalarda, K2 vitamini alan kadınlarda kalp damar sağlığının daha iyi olduğunu bildirilmiştir.”

Tıp dünyasının yeni keşfettiği K2 vitamininin, kemik erimesi ve kalp hastalıklarından koruyucu etkisi bulunmaktadır. Ayrıca kalsiyum birikmesine bağlı damar sertliğini de geri çevirebilme gücüne sahiptir.

Dâhiliye Uzmanı Dr. Ali Abacı, söz konusu vitaminin merada yetişmiş hayvanlardan üretilen mandıra ürünlerinde, kaz ciğerinde ve lahana turşusunda bol miktarda olduğunu söyledi. “K2 vitamininin tıp dünyasında yeni bir çığır açacağını söyleyebiliriz” şeklinde konuştu.

KEMİK ERİMESİNİN DE ÇARESİ
Vitamin yeni keşfedildiği için eczanelerde satılmadığını, tek kaynağın doğal gıdalar olduğunu ifade eden Dr. Abacı, “K2 vitamininin bir numaralı kaynağı mera otlarıyla büyüyen hayvanlardan elde edilen peynir gibi ürünler. Araştırmalar sert ve yağlı peynirlerde K2 vitamininin daha çok olduğunu gösteriyor. Ayrıca lorda da bol miktarda var” bilgisini verdi. Lahana turşusunu da “K2 deposu” diye tanımlayan Dr. Ali Abacı, menopoza giren kadınlardaki kemik erimesi durumuna karşı bu vitaminin alınmasını tavsiye etti.
Kan temizleyen,Damar açan ve Kollestrol düşürücü Reçete;
Beş adet limon suyu+ 5 Baş sarımsak(Tahta havanda ezilir)+ Yarım kilo Bal ile kariştırılır. Kavonozun ağzı 3 kat bezle örtülür ve karanlık yerde 7 gün bekletilir.
Günde 1 defa 4 çay kaşığı 2 dakika ara ile ağızda dolaştırılarak eritilip yutulur. midede değil ağızda kılcallarca emilmesi gerekir.
Bu uygulama hasta olmayan 40 yaş üstü için yılda bir kere yapılmasında fayda görülen uygulamadır.problemi olan zaten uygular diye düşünüyorum.
Buna rağmen doktorunuzun reçetesinide ihmal etmeyin,adettendir.

Bir Cevap Yazın